00:44 - Yürüme kilo verdirmez mi?
00:41 - Yaban Mersini Nelere İyi Gelir Avantajları Nelerdir
00:40 - Şık görünmek ve bu nedenle Takı Aksesuarlarının Önemi
00:39 - Siklamen Bitki Çiçeği Nedir ve Nasıl Bakılır
00:37 - Nane Yağı’nın avantajları bakın nelerdir?
03:41 - Küf ve Nem Lekeleri Nasıl Çıkarılır
03:40 - Kolayca zayıflamanın yolları nelerdir
03:38 - Kolay bir doğum yapılabilmesi için öneriler
03:37 - Kilo Kaybını Önleyen Sebepler
03:35 - Kilo azaltmak için uyumadan önce denemek istedikleriniz
Saat gece yarısını biraz geçmişti. Ev sessizdi. 35 haftalık hamile olan genç kadın, günlerdir süren uykusuzluğun ardından nihayet kısa bir uykuya dalmıştı. Karnındaki bebeğin hafif hareketleriyle irkilirken, bir anda omzunda hissettiği dokunuşla gözlerini açtı. Karşısında eşi Murat vardı. Yüzü solgundu, sesi titriyordu. O an söylenecek sözlerin, sadece o geceyi değil, bir ömrü kökten değiştireceğinden henüz haberi yoktu.Bu olaydan sonra yaşananlar, kısa sürede yakın çevrede konuşulmaya başlandı. Ardından konu hukuki boyuta taşındı. Genç kadın, boşanma davası açtı. Gerekçesi ise evliliklerinin en hassas döneminde duyduklarıydı.ÜÇ YILLIK UMUT, YILLARCA SÜREN MÜCADELEMurat ile evlilikleri dışarıdan bakıldığında sıradan, hatta imrenilen bir birliktelik gibiydi. Ancak perde arkasında üç yıl boyunca süren zorlu bir çocuk hasreti vardı. Genç çift, bu süreçte çalmadık kapı bırakmadı. Tedaviler, kontroller, umut dolu bekleyişler ve ardından gelen hayal kırıklıkları…Yakın çevrelerine göre bu süreç, özellikle kadını hem fiziksel hem de psikolojik olarak yıprattı. Buna rağmen vazgeçmedi. Aylar sonra gelen hamilelik haberi, adeta evin havasını değiştirdi. Bebek odası hazırlandı, isimler konuşuldu, gelecek planları yapıldı.Her şey yolundaymış gibi görünüyordu.O GECE SÖYLENENLERAncak 35. haftada, doğuma sayılı günler kala yaşanan o gece, tüm dengeleri altüst etti. İddiaya göre Murat, uzun süredir içinde taşıdığı bir gerçeği daha fazla saklayamadığını söyleyerek eşini uyandırdı. Konuşma ilerledikçe genç kadın, duydukları karşısında adeta donup kaldı.O an yaşananlar, dava dosyasına da yansıdı. Yakın bir kaynağın aktardığına göre kadın, “Bunu şimdi söylemen, en savunmasız olduğum anda beni yıkmak demekti” sözleriyle yaşadığı travmayı dile getirdi.“SADECE BENİ DEĞİL, BEBEĞİMİ DE ETKİLEDİ”Genç kadın, yaşananların ardından ciddi bir psikolojik sarsıntı geçirdiğini belirtti. Doktor kontrollerinde stresin bebeği de olumsuz etkileyebileceği uyarısını aldı. Bu noktada verdiği karar, hayatının belki de en zor kararı oldu.“Ben artık sadece kendim için değil, karnımdaki bebek için de güçlü olmak zorundaydım.”Bu sözler, yakın çevresinde yankı uyandırdı. Kısa süre sonra avukatı aracılığıyla boşanma davası açıldı.HUKUKİ SÜREÇ BAŞLADIAçılan davada, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, güven duygusunun geri dönülmez şekilde zedelendiği vurgulandı. Mahkeme sürecinin, doğum sonrasına da uzayabileceği belirtiliyor. Taraflar henüz kamuoyuna açık bir açıklama yapmadı.Hukukçular, hamilelik döneminde yaşanan bu tür ağır psikolojik travmaların, boşanma davalarında önemli bir unsur olarak değerlendirildiğini ifade ediyor.SOSYAL ÇEVREDE BÜYÜK ŞAŞKINLIKOlayın duyulmasının ardından çiftin yakın çevresi ikiye bölündü. Kimi “Her şey doğumdan sonra konuşulabilirdi” derken, kimi de “Gerçek ne olursa olsun, zamanlama affedilemezdi” yorumunu yaptı.Özellikle kadın hakları savunucuları, hamilelik döneminde yaşanan psikolojik baskının ciddi bir şiddet türü olduğuna dikkat çekti.